ÖZLEŞME YAZI İLE BAŞLAR - 21.05.2014 Dr. Hasan Şahin KIZILCIK
Yabancı sözler için verilen Türkçe karşılıkların nasıl kullanıma geçeceği, yaygınlaşacağı sorusu önemlidir... Öyle ki, bunları usunda tutamadığını söyleyenler veya bunların uygulamaya geçmesinin olanaksız olduğunu düşünenler var. Deniyor ki: "Yahu bu önerdiğiniz sözcükleri siz kendiniz konuşurken kullanıyor musunuz? Kimse anlamaz, adama gülerler, dalga geçerler..." Açıklayalım...
Biz sana "bunları sokakta konuşurken, arkadaşlarınla konuşurken kullanın" demiyoruz kimseye. Bilmiyorlarsa anlamazlar, dalga da geçerler. Biz sana "olabildiğince özenli konuş" diyoruz. "Türkçesini biliyorsanız ve çevrendekiler de biliyorsa, konuşurken onu kullanın" diyoruz. Bizim gerçekte dediğimiz şudur:
Öncelikle özleşme yazı dilinde başlar. Konuşma dili ve yazı dili ayrıdır. Kaç kişi konuştuğu gibi yazar ki? Kişiler, yazarken, konuştuklarından daha özenli ve daha ağdalı bir dil kullanırlar. Okuyanlar sürev geçtikçe alışacaktır. Yazarken sözcüklerin özleşmiş olanlarını seçin diyoruz biz. Yazıya geçirin, bir süre sonra herkes öğrenecektir, anlayacaktır. Yadırgama süreleri geçince, alışınca konuşma diline de tek tek yansıyacaktır. Dilde değişim sürev ister... Bu yüzden öncelikle yazı dilinde özleşme yaşanmalıdır. Bunun için ilk aşama, bilinçli olmaktır. Verdiğimiz Türkçe karşılıklar, öncelikle bilincimizi açmalıdır.
Sonraki aşamada her yazdığımız sözcüğün Türkçe olup olmadığını düşünmeli, sorgulamalıyız. Göstereceğimiz bu özen, okurken sürev içinde yabancı sözcüklerin gözümüze batmasına neden olacaktır. Artık okurken yabancı sözcük gördüğünüzde, onun yabancı olduğunu anlamaya başlarsınız. Sanki dilinize batar o söz. Bu ayrımı yapabilmek sürev gerektirecektir.
Dilinize batan yabancı sözcükler, sizi bu sözcüklerin Türkçesini aramaya itecektir. Her bir yabanc sözcüğün Türkçe karşılığına beşli yirmi kez, otuz kez, belki de elli kez bakacaksınız. Usunuzda kalmayacak. Ancak bir süre sonra o kadar alışacaksınız ki, doğrudan usunuza Türkçesi gelecek.
Yazı dili sürev içinde böyle böyle bilinçli kişilerce özleşecek. Artık bu yazıları okuyanlar da bu sözcüklere alışacaklar. Yine sürev içinde tek tek konuşma dilinde de kendilerini göstermeye başlayacak sözcüklerimiz. Bir de bakmışız ki dilimiz özleşmiş...
Dilde özleşme sürev isteyen bir iştir. Umutsuzluğa kapılmamak gerekir. Belki bir kişinin yaşam süresi yetmeyebilir. Ancak çalışmaların sonuçları sürev içinde kendini gösterecektir. Unutmayalım ki, eskiden kimse örneğin "uzay" sözünü bilmezdi. Herkes Arapça "feza" derdi. Sonra sürev içinde "uzay" sözü yerleşti. 1970'lerin yerli izletilerinden başka hiçbir yerde "feza" diyeni duyamaz olduk. Artık herkes "uzay" diyor. O yüzden umutsuzluğa kapılmayalım. Yalnızca gönlümüzü bu işe verip, çalışalım. Bilinçli olalım. Gerisi gelir...
Diğer Yazılar
|